Anasayfa Yazılar Deprem Korkusu (Sismofobi) Nedir? Deprem Korkusunu Nasıl Yeneriz?

Deprem Korkusu (Sismofobi) Nedir? Deprem Korkusunu Nasıl Yeneriz?

tarafından Klinik Psikolog Faruk CESUR

Deprem korkusu, diğer adıyla sismofobi, özellikle depremlerin sıklıkla yaşandığı bizim gibi coğrafyalarda yaşayan insanların zihninde yoğun endişe ve korku hali yaratan güçlü bir duygudur maalesef. Bu korku, beklenmeyen depremlerin yaratabileceği fiziksel ve psikolojik hasar düşüncesinden beslenmekte. Bireylerin yoğun korku, kaygı ve hatta panik atak benzeri belirtiler yaşadıklarını çok yaygın bir şekilde gözlemlemekteyim. Toplumun önemli bir kesimi, geçmişte yaşanan büyük depremlerin medyadaki yansımaları veya çevrelerindeki deneyimlerin etkisiyle “Acaba tekrar olur mu?” kaygısını zihinden atamıyor. Bu endişe, günlük yaşam kalitesini düşürebilmekte ve zamanla kişileri sosyal hayattan izole olmasına kadar varabilen sorunlara yol açmakta.

Bu yazımda, deprem korkusu kavramının derinlemesine incelemek, nedenlerini ve belirtilerini anlamak, ve ardından da bu korkunun üstesinden gelmek için etkili neler yapılabiliriz bunları paylaşmak istiyorum. Deprem korkusu üzerine konuşurken, meseleyi hem duygusal hem de bilimsel boyutlarıyla ele almak benim için oldukça önemli. Çünkü bu korkuya sahip kişilerin duygularını doğrulayan, anlamlandıran ve kabul eden bir yaklaşım, iyileşmeye giden ilk adımları destekleyecek.

Kendinizi bu yazıda bahsedeceğim durumların içinde buluyorsanız, yalnız olmadığınızı bilmeniz çok değerli. İhtiyaç duyduğunuzda bir uzman desteği alarak, deprem korkunuz ile başa çıkabilirsiniz. Şimdi, öncelikle deprem korkusunun tanımına ve altında yatan temel dinamiklere odaklanarak başlayalım.

06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezili yaşadığımız deprem afetinde ölen vatandaşlarımıza Allahtan rahmet. Ailelerine sabır diliyorum. Allah bir daha yaşatmasın.

Deprem Korkusunun Tanımı ve Genel Görünümü

Deprem korkusu, yer kabuğumuzdaki aniden gerçekleşen sarsıntıların kontrol dışı bir şekilde yaşamımızı tehdit edebileceğine dair duyulan yoğun kaygı durumudur. Kişiler, evlerinde, iş yerlerinde veya herhangi bir yerdeyken deprem yaşayabileceği korkusuyla sürekli tetikte olabilir. Bu durum, özellikle depremlerin sık olduğu bölgelerde yaşayanlar için daha da belirgin gözlemlenebiliyor.

Sismofobi ile Genel Kaygı Arasındaki Farklar

  • Spesifik Tetikleyici: Deprem korkusu, diğer kaygı türlerinden farklı olarak spesifik bir tetikleyiciye (yer sarsıntısı) dayandığından, kişinin zihninde her zaman “Şu an deprem olursa ne yaparım?” düşüncesi bulunur.
  • Fiziksel Belirtiler: Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, baş dönmesi gibi belirtiler, sismofobi yaşayan kişilerde depremi düşündüklerinde dahi ortaya çıkabilir.
  • Zihinsel Düzeyde Etkiler: Günlük planlarda sürekli bir “deprem olursa” senaryosu hazırlığı yapılması, huzursuzluk ve güvende hissetmeme hali sıkça görülür.

Eğer deprem korkusu ileri boyutta ise, kişi evden çıkmak istemeyebilir, kalabalık mekânlarda bulunmaktan kaçınabilir veya her an sarsıntı olacakmış gibi bir bekleyiş içine girebilir. Bu noktada, korkunun kişi için yarattığı kaygının yoğunluğu, hayat kalitesini düşürüp, sosyal ilişkileri veya iş hayatını da olumsuz etkileyebilir.


Deprem Korkusunun Belirtileri

Deprem korkusu (sismofobi) farklı şekillerde kendini gösterebilir ve bazen kişi, yaşadığı kaygının altında deprem korkusu yattığının farkında bile olmayabilir. Bu nedenle belirtileri tanımak, hem kişilerin kendilerini hem de sevdiklerini daha iyi anlayabilmesi açısından önemlidir.

Psikolojik Belirtiler

  1. Yoğun Kaygı ve Endişe: Günün büyük bir kısmında deprem olacağına dair endişe hâkimdir. Bu endişe, huzursuz bir ruh hali ve gerginlik yaratır.
  2. Uykusuzluk ve Kâbuslar: Özellikle gece yarısı veya sabaha karşı depremin olacağı düşüncesiyle uykuya dalmakta zorluk çekme, rüyada deprem görme veya ani uyanmalar sıkça rastlanan belirtilerdir.
  3. Konsantrasyon Güçlüğü: Düşünceler sürekli depremle ilgili senaryolarda dolaştığından, günlük görev ve sorumluluklara odaklanmakta zorlanılır.
  4. Kaçınma Davranışları: Deprem korkusuyla ilişkili alanlardan, ortamlardan veya konulardan kaçınma; televizyon veya internette depremle ilgili haberleri görmekten bile uzak durma isteği gözlenebilir.

Fiziksel Belirtiler

  1. Kalp Çarpıntısı: Deprem korkusu tetiklendiğinde ya da depremle ilgili bir haber duyulduğunda hızlı kalp atışı yaşanır.
  2. Nefes Darlığı ve Terleme: Bedende endişenin artmasıyla birlikte solunum hızlanır, terleme ve çarpıntı başlar.
  3. Mide Bulantısı ve Baş Dönmesi: Yoğun kaygı ve stres hormonlarının artışıyla mide rahatsızlıkları ve baş dönmesi de ortaya çıkabilir.
  4. Kas Gerginliği: Gerginlik omuzlarda, boyun bölgesinde ve sırtta sertleşmelere neden olabilir, sırt ağrıları hissedilebilir.

Deprem korkusu, hem zihinsel hem de bedensel olarak kişiyi sarmalayan bir döngü oluşturabilir. Bu döngü kırılmadıkça, korku duygusunu besleyen faktörler birikmeye devam eder. Ancak, söz konusu korku hiç de çözümsüz değildir. Uygun yaklaşım ve destekleyici yöntemlerle bu korkunun üstesinden gelmek mümkündür.


Deprem Korkusunun Nedenleri

Deprem korkusu, çoğunlukla travmatik bir deneyim veya gözlemlenen yıkıcı bir deprem olayından kaynaklanabilir. Fakat bazen de kişi, depremi hiç yaşamamış olsa dahi, medyada yer alan görüntüler ya da çevreden duyduğu hikâyeler nedeniyle yoğun bir korku geliştirebilir.

Geçmiş Deneyimler ve Travma

  • Önceden Deprem Yaşamak: Geçmişte yaşanan büyük ya da küçük çaplı depremler, deprem korkusu gelişmesine zemin hazırlar. Kişi, deprem anında hissettiği çaresizlik veya güvende olamama duygusunu uzun süre hafızasında taşır.
  • Yakın Çevrede Kaybın Yaşanması: Aile fertleri, akrabalar veya arkadaşlar depremin sonucunda zarar gördüyse, bu travmatik deneyim yoğun kaygı yaratabilir.

Medya ve Toplumsal Algı

  • İnternet ve Televizyon Haberleri: Depremlerin görüntüleri, yıkıntılar ve acı dolu hikâyeler çok hızlı bir şekilde yayılır. Bu haberler, kişi üzerinde “her an deprem olabilir ve büyük zarar görürüm” inancının pekişmesine neden olabilir.
  • Toplumsal Panik: Çevredeki insanların da deprem korkusunu sıkça dile getirmesi, kaygıyı büyütebilir. Özellikle depremlerle ilgili komplo teorileri, “büyük deprem kapıda” söylemleri ve sürekli tekrarlanan uyarılar, kişinin mevcut korkusunun derinleşmesine yol açar.

Kişisel Hassasiyetler

  • Kaygıya Yatkınlık: Bazı bireyler genetik veya çevresel faktörler nedeniyle kaygı bozukluklarına daha yatkındır. Bu kişilerde deprem korkusu kolaylıkla gelişebilir.
  • Kontrol İhtiyacı: Deprem, doğası gereği kontrol edilemeyen bir afettir. Kontrol ihtiyacı yüksek olan bireyler, böyle bir durumda büyük endişe yaşar ve korkuları daha şiddetli hisseder.

Tüm bu faktörler, deprem korkusu oluşumunda rol oynayabilir. Birey, korkusunun kaynağını anlamaya başladığında, bu korkuyla başa çıkmak için ihtiyaç duyulan stratejileri daha net bir şekilde kavrayabilir.


Deprem Korkusunu Nasıl Yeneriz?

Deprem korkusu ile başa çıkmak için ilk ve en önemli adım, bu korkunun varlığını kabul etmektir. Kişi, “Ben depremden korkmuyorum” diyerek korkusunu yok saydığında ya da küçümsediğinde, uzun vadede korku büyüyerek geri dönme eğiliminde olur. Kabul, değişimin başlangıç noktasıdır.

Fiziksel Hazırlık ve Güvenlik Önlemleri

  • Planlama ve Tatbikat: Evinizde veya iş yerinizde acil durum çantası hazırlamak, deprem sırasında güvenli bir alana ulaşma rota ve yöntemlerini önceden belirlemek, deprem korkusu yaşayan bireyde kontrol hissini artırır.
  • Yapısal Güvenlik: Oturduğunuz binanın depreme dayanıklılık raporunu edinmek, gerekliyse güçlendirme çalışmaları için harekete geçmek, korkuyu azaltan somut adımlardır.
  • Deprem Çantası Hazırlığı: İçinde yiyecek, su, el feneri, ilaçlar, önemli evrak kopyaları ve ilk yardım malzemelerinin bulunduğu bir çantanın hazır olması, endişeyi azaltıcı etki sağlar.

Psikolojik Dayanıklılık Geliştirme

  • Farkındalık Egzersizleri: Nefes çalışmaları, yoga ve meditasyon gibi gevşeme teknikleri, kaygıyla başa çıkmada etkilidir. Düzenli yapılan bu egzersizler, bedensel ve zihinsel farkındalığı artırarak korku anlarında daha dengeli kalmayı sağlar.
  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Teknikleri: Olumsuz ve felaketleştirici düşüncelerin yerine, daha gerçekçi ve sağlıklı düşünce kalıplarını yerleştirmek hedeflenir. “Deprem olacak ve ben ölürüm” düşüncesi yerine, “Deprem her an olabilir, ancak gerekli önlemleri aldığımda güvende olma şansım artar” şeklinde bir bakış açısı geliştirilebilir.
  • Maruz Bırakma Yöntemi (Hayalinde Canlandırma): Kişi, güvende olduğu bir alanda, kontrolü kaybetmeyeceği bir ortamda deprem senaryolarını hayal ederek bu senaryolara zihnini alıştırabilir. Bu yöntem, doz doz ilerlenerek korku yaratan duygu ve düşüncelerin aşamalı olarak kontrol altına alınmasını sağlar.

Kendini İfade Etme ve Duygusal Destek

  • Duygularını Paylaşma: Aile üyeleri, arkadaşlar veya destek gruplarıyla korkular hakkında konuşmak, kişinin yalnız olmadığını hissetmesine yardım eder.
  • Korku Günlüğü Tutma: Deprem korkusu ile ilgili düşüncelerin düzenli olarak yazılması, zihindeki karmaşayı azaltabilir. Yazmak, kişinin kaygılarını somut bir forma dönüştürerek onlarla yüzleşmesine fırsat tanır.
  • Pozitif Aktivitelerle Meşgul Olma: Hobiler, sanat etkinlikleri ve sosyal sorumluluk projeleri gibi faaliyetler, bireyin zihnini olumlu yönde meşgul eder. Bu sayede kaygı düzeyi düşebilir.

Profesyonel Destek ve Tedavi Yöntemleri

Deprem korkusu, bazen kişinin tek başına baş edemeyeceği boyutlara ulaşabilir. Bu gibi durumlarda, profesyonel yardım almak büyük önem taşır. Unutulmamalıdır ki, güçlü bir korku hissetmeniz, sizin zayıf ya da çaresiz olduğunuz anlamına gelmez. Aksine, bu korkuyla yüzleşme cesaretini göstermek ve yardım istemek, oldukça güçlü bir adımdır.

Psikoterapi Seçenekleri

  1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Olumsuz düşünce kalıplarının belirlenmesi ve alternatif, gerçekçi düşüncelerin inşa edilmesi üzerine kurulu bir terapi yöntemidir. Deprem korkusu yaşayan kişiler için oldukça etkilidir.
  2. EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): Travmatik anıları yeniden işlemede kullanılan bu yöntem, deprem deneyimi ya da depremle ilgili şiddetli korku yaratan anıları daha az rahatsız edici hale getirmeyi amaçlar.
  3. Psikodinamik Terapi: Korkunun geçmiş yaşantılardaki kök sebeplerini anlamaya ve duygusal öngörü kazanmaya yönelik çalışmalar yapılır.

İlaç Tedavisi

Bir psikiyatristin tedavisi ve takibiyle, şiddetli kaygı bozukluğu belirtilerini hafifletmek için ilaç tedavisi düşünülebilir. Deprem korkusu ile birlikte panik atak, yaygın anksiyete bozukluğu veya depresyon belirtileri de bulunuyorsa, ilaç kullanımı kısa veya uzun vadede destekleyici olabilir. Ancak, ilaç tedavisi mutlaka bir terapistle birlikte yürütülmelidir. Çünkü sadece ilaç kullanmak, korkunun temel nedenlerini çözmeyebilir.


Destek Ağları ve Dayanışma

Deprem korkusu, özellikle toplumsal afetlerde büyük kitlelerin aynı anda etkilendiği bir fenomendir. Bu nedenle, dayanışma ve sosyal destek almak, korkunun üstesinden gelme sürecinde önemli rol oynar. Deprem bölgesinde yaşıyorsanız, komşularınızla organize olmayı, yerel yönetimlerin eğitim ve tatbikatlarına katılmayı ve sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerine destek vermeyi düşünebilirsiniz.

  • Aile ve Arkadaşların Rolü: Yakın çevrenize korkularınızı ifade ettiğinizde, anlayışlı ve sabırlı bir yaklaşım beklemeniz doğaldır. Böylece yalnızlık hissi azalır.
  • Gönüllü Organizasyonları ve Kurslar: Afet eğitimleri sunan kurumlar, deprem konusunda bilinç ve hazırlık seviyesi kazandırdığı gibi, deprem korkusunu bilgiye ve eyleme dönüştürmeye de yardımcı olur.
  • Online Destek Grupları: İnternet üzerinde, özellikle sosyal medyada veya terapi merkezlerinin düzenlediği çevrimiçi gruplarda, deprem korkusu yaşayan diğer kişilerle deneyim paylaşımı yapmak, önemli bir moral desteği sağlar.

Deprem korkusu (sismofobi), bireyin yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen ve bazen kişinin sosyal ve duygusal işlevselliğini düşüren bir kaygı bozukluğu olarak karşımıza çıkar. Bu korkunun temelinde, depremin kontrol edilemez doğası, geçmişte yaşanmış travmatik deneyimler ve medya yoluyla yayılan kaygı verici bilgiler gibi pek çok unsur yatar. Ancak, her ne kadar kökleri derin olsa da deprem korkusu yenilemez bir durum değildir.

Korkuyla başa çıkmak, önce varlığını kabul edip onu anlamaya çalışmakla başlar. Daha sonra fiziksel güvenlik önlemleri almak, düzenli farkındalık ve rahatlama egzersizleri yapmak, bilişsel çarpıtmaları düzeltmek gibi yöntemlerle korku yönetilebilir hale gelir. Eğer sismofobi, kişinin günlük hayatını sürdüremeyeceği kadar yoğun kaygı yaratıyorsa, bir uzman yardımı almak oldukça faydalı ve hatta gerekli bir adımdır.

Sosyal destek ağları ve dayanışma da korkunun üstesinden gelmede önemli rol oynar. Aile, arkadaşlar ve toplumsal kurumlarla kurulan temas, bilginin paylaşıldığı ve kaygıların dile getirildiği bir platform sunar. Unutmayın ki, hiçbir korku, onunla yüzleşmek ve mücadele etmek isteyen bir iradeden daha güçlü değildir. Kendinize ve çevrenizdeki destek kaynaklarına güvenin. Gerek duyduğunuzda bir psikolog veya psikiyatristle görüşmek, sizin ve sevdiklerinizin hayat kalitesini artıracak değerli bir yatırımdır.


Sıkça Sorulan Sorular

Deprem korkusu kalıcı mıdır?

Deprem korkusu, uygun tedavi ve destekleyici tekniklerle kalıcı olmaktan çıkabilir. Bireysel psikoterapi, kaygıyı kontrol altına almak ve korkunun etkilerini azaltmak için etkili araçlar sunar.

Deprem fobisi ve genel kaygı bozukluğu aynı şey midir?

Hayır, aynı şey değildir. Deprem korkusu belirli bir tetikleyiciye odaklanırken, genel kaygı bozukluğu çok daha geniş yelpazede endişe ve korkular içerir. Ancak ikisi bir arada da görülebilir.

Deprem korkusuyla başa çıkmak için neler yapabilirim?

Kendinizi eğitmek, depremle ilgili güvenlik önlemleri almak, acil durum çantası hazırlamak ve kaygı azaltıcı egzersizler yapmak önemlidir. Gerekirse profesyonel destek almaktan çekinmemelisiniz.

Yıkıcı depremlerle ilgili haberleri izlemek korkumu artırıyor, ne yapmalıyım?

Medya tüketiminizi sınırlamak ve doğruluğundan emin olduğunuz kaynakları takip etmek yararlı olabilir. Eğer haberler kaygınızı artırıyorsa, bir süre ara verip duygusal dengenizi korumaya odaklanabilirsiniz.

Profesyonel yardıma ne zaman başvurmalıyım?

Korkunuz günlük yaşantınızı, işinizi veya ilişkilerinizi bozacak seviyeye ulaştığında, sık sık panik atak veya uyku problemleri yaşadığınızda profesyonel desteğe başvurmak önemlidir.

Yasal Uyarı !

www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.

Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

Adres

Kamberiye Mahallesi, Adalet Caddesi, U5-A Blok Kat:5 Daire:12 Haliliye/Şanlıurfa

Email Adresimiz

Telefon Numarası

Eğer kriz anında olduğunuzu ya da tehlikede olduğunuzu düşünüyorsanız, bu siteyi kullanmayınız.

Acil Yardım Hattı: 112

Aile İçi Şiddet Hattı: 183

 Uyuşturucuyla Mücadele: 191

WhatsApp Chat

Hoşgeldiniz

Aşağıda bulunan bağlantılara tıklayarak bizlere ulaşabilir ve merak ettiklerinizi sorabilirsiniz. Bizimle iletişime geçmekten lütfen çekinmeyin. Sizlere en iyi hizmeti verebilmek ve yardımcı olabilmek bizim en önemli önceliğimiz.

Sağlıklı günler dileriz.